Küresel salgın döneminde yeni çalışma mekanı olarak “ev”e nasıl ve ne ölçüde uyum sağlandığı, iş ve iş dışı yaşam dengesinin nasıl deneyimlendiği bu araştırmanın temel sorularıdır. Fiziksel ve sosyal çevreden etkilenen ve aynı zamanda psikolojik çevreye ilişkin algılarımızı da etkileyen “bireysel yaşam alanları” olarak çalışma mekanlarının, sağlığımız ve esenliğimiz üzerindeki etkileri son yıllarda üzerinde durulan konular arasında yer almaktadır. Pandemi ile birlikte; uzaktan çalışma, özellikle ofis çalışanları için dünya çapında bir tür norm haline gelmiştir. Evde çalışmaya geçilmesi ile birlikte, çalışma ile ofis alanları arasındaki çizgiler ve mesafeler giderek bulanıklaşmaya başlamıştır. Bu geçişin bir sonucu olarak, evde özel bir alan yaratmak önemli bir hal almıştır. Çalışmamız, çok disiplinli bir konu olan “çalışma mekanı olarak ev”i, birey ve çevre ilişkisi bağlamında ele almaktadır. Bunun içinde netnografik yaklaşımla bir sosyal ağ platformu üzerinden, evden çalışmaya ilişkin paylaşımlar içerik analiziyle değerlendirilmiştir. Bulgular; paylaşımlarla ilgili zaman aralığı, cinsiyet, iş-meslek gibi verilerin, demografik ve çalışma alanının düzenlenmesi, kurumsallık, yaşam dengesi gibi göstergelerle içerik analizi sonucu oluşan temalar üzerinden sunulmuştur. Bulgular konuyla ilgili paylaşımların çoğunlukla olumlu olduğunu, paylaşım yapanların büyük oranda kadın olduğunu ve salgının başladığı andan itibaren, evde günlük rutinin düzenlenmesi ile bir çalışma alanı oluşturulmasının öncelikli konular olduğunu göstermektedir.