The existence of subjects in a society is accepted in groups formed on the basis of gender and in communities and thus gains meaning. We have heard the statement “does a manly man do such a thing?” so many times when a man displays behaviour outside the gender roles described for men in the practice of social structure. It is necessary to look at the components constituting manliness and to examine the behavioural practices with which those components are related so as to understand the status called manliness. The functionality of military service remains constantly dynamic in Turkey due to its political and socio-cultural effects. Military service is influential in social organisation both as political and social power in the formation of the mechanism for manliness. Military service, which is institutionalised in accordance with the needs of political organisation, has gained sacredness in a various discourse, practices and in collective memory. In consequence of its sacredness, it has gained new meanings and it has become a determinant in the life of men. This study found that military service had great impacts in the formation of the mechanism for manliness. Sacredness attributed to military service especially in rural areas has strengthened the impact and caused men to see military service as the turning point of their life. Consequently, military service has gone beyond being a civic duty and become a social duty. The author of this article agrees with the argument that military organisation is one of the dynamics forming the foundation in building men’s social gender roles. In this context, the cultural codes of manliness should be searched in “military service”. This study uses the method of autoethnography. Additionally, the method of oral history is also employed. The data used in this study came from two sources- namely, my personal observations, experiences and conversations during my military service in Ankara in 2014; and interviews with people who had performed their military service. The data obtained will be evaluated in interpretivist paradigm. Extended English abstract is in the end of Full Text PDF (TURKISH) file.ÖzetÖznelerin toplum içindeki varlıkları, cinsiyetlere göre oluşturulmuş gruplar ve cemaatler içinde kabul edilerek, anlam kazanmaktadır. Toplumsal yapının pratiklerinde, erkeklere tanımlanmış olan cinsiyet rollerinin dışında bir davranışta bulunulduğunda “Erkek adam da bunu yapar mı?” söylemini çok defa duymuşuzdur. Erkeklik denilen toplumsal statüyü anlamak için oluşumundaki katmanlara bakmak ve bu katmaların ilişkide olduğu davranış pratiklerini incelemek gerekmektedir. Türkiye’de askerlik hizmetinin siyasal ve sosyo – kültürel etkilerden dolayı işlerliği sürekli dinamik kalmaktadır. Erkeklik mekanizmasının oluşmasında askerlik hizmeti, toplumsal örgütlenme içerisinde hem siyasal hem de toplumsal iktidar bir güç olarak etkisini göstermektedir. Siyasal bir örgütlenmenin ihtiyaçları doğrultusunda kurumsallaşan askerlik hizmeti, çeşitli söylem ve pratikler ile kolektif hafızalarda bir kutsallık kazanmaktadır. Kazandığı bu kutsiyet sonucunda yeni anlam dizgelerine bürünerek, erkeklerin hayatlarında belirteç bir konuma gelmektedir. Bu çalışma neticesinde askerlik hizmetinin, erkeklik mekanizmasının oluşmasında büyük bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Geleneksel toplumlarda özellikle kırsal bölgelerde askerliğe yüklenen kutsallık bu etkiyi daha da güçlendirerek, erkeklerin askerlik hizmetini, hayatlarının bir dönüm noktası olarak görmelerine neden olmuştur. Bunun sonucunda askerlik hizmeti bir vatandaşlık görevi olmaktan uzaklaşarak, toplumsal bir görev halini almıştır.Askerlik örgütlenmesinin erkeklerin toplumsal cinsiyet rollerinin inşasında temel teşkil eden dinamiklerden birisi olduğu argümanını kabul etmekteyim. Bu bağlamda erkekliğin kültürel kodları “askerlik hizmetinde” aranacaktır. Çalışmada otoetnografi yöntemi kullanılmıştır. Ayrıca sözlü tarih yönteminden de yararlanılmıştır. Araştırmada kullanılan bilgiler iki kaynaktan toplanmıştır; 2014 yılında Ankara’da Jandarma olarak askerliğimi yaptığım dönemde ki gözlemlerim, deneyimlerim ve görüşmelerim ilk kaynak bilgileri oluştururken, askerlik hizmetini yapmış kişiler ile yapılan görüşmelerden elde edilen bulgular ise ikinci kaynak bilgilerimi oluşturmaktadır. Elde edilen bu bilgiler yorumsamacı paradigma ile değerlendirilecektir.