Yaşadıkça Eğitim
Latest Publications


TOTAL DOCUMENTS

92
(FIVE YEARS 92)

H-INDEX

2
(FIVE YEARS 2)

Published By Istanbul Kultur University

2667-4874, 1300-1272

2021 ◽  
Vol 35 (2) ◽  
pp. 793-803
Author(s):  
Seçil Tümen Akyıldız ◽  
Vildan Çelik ◽  
Kwestan Hussein Ahmed

In the current literature on foreign language teaching, it has become clear that having the requisite ability of intercultural communicative competence (ICC) to be aware of different cultures, respect them, and interact with people from different cultures is crucial. Language is connected to culture and societies, in which people need to communicate with one another. English as a lingua franca provides a means of communication among different cultures. Thus, English as a foreign language (EFL) teaching classes offer perfect situations to foster ICC. From this viewpoint, this article gives an account to raise awareness of ICC in EFL settings by explaining ICC and its relationship with language, describing the significance of ICC, and illustrating some suggestions in the literature for the enhancement of ICC in EFL classes. This paper seeks to improve EFL teachers’ understanding of intercultural communication and to help them with their classroom practices.


2021 ◽  
Vol 35 (2) ◽  
pp. 382-402
Author(s):  
Aydın Karabay ◽  
Hasan Akgündüz

Bu araştırmanın amacı; ortaokul öğretmenlerinin ve okul yöneticilerinin mekanik itaat ve bilinçli uyum ikileminde yönetimsel disiplin olgusuna ilişkin düşüncelerini betimlemektir. Araştırma nitel yaklaşımlardan fenomenoloji deseninde yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu ortaokul yöneticileri ve ortaokul öğretmenlerinden seçilen toplam 29 kişi oluşturmaktadır. Çalışma grubu, veri toplama aşamasında Covid-19’un ortaya çıkması sonucu kolay ulaşılabilir durum örneklemesi yöntemi ve kartopu örnekleme yöntemleriyle oluşturulmuştur. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından hazırlanmış yarı-yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Verilerin analizi için içerik analizi yapılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre okul yöneticileri ve öğretmenler -her ne kadar mekanik itaat temelli yönetim anlayışları insanı nesneleştirse de- bu anlayışların kullanılmadığı durumlarda kaos ve disiplinsizliğin ortaya çıkacağını belirtmişlerdir. Bir başka bulguya göre öğretmenler yönetimsel bağlamda özellikle adalet ve eşitlik sağlanması gerektiğini vurgulamışlardır. Araştırma sonunda uygulayıcılara öğretmenlerin yöneticilerden beklentileri üzerine adil ve eşit bir yönetim anlayışı geliştirmeleri önerilmiştir.


2021 ◽  
Vol 35 (2) ◽  
pp. 640-654
Author(s):  
Beyzanur Ok ◽  
Nurdan Torun ◽  
Dila Nur Yazıcı

Bu araştırmanın amacı; pandemi sürecinin erken çocukluk dönemi çocuklarının davranışlarında meydana gelen değişimlerin, aynı zamanda bunların çocuk üzerindeki etkilerinin ebeveyn görüşleri alınarak belirlenmesidir. Etik kurul onayı alınan bu araştırma kapsamında, amaçlı örnekleme yöntemlerinden kartopu örnekleme kullanılarak katılımcılar seçilmiş ve 20 ebeveyn ile görüşülmüştür. Ebeveynlerin fikirleri görüşme tekniği kullanılarak alınmıştır. Temel nitel araştırma yöntemiyle yürütülen çalışma içerik analizi tekniği ile çözümlenmiştir. Araştırmaya katılan ebeveynler, günlük rutinlerinde birtakım değişikliklerin meydana geldiğini ifade etmişlerdir. Bu değişikliklerin sosyal aktiviteler, beslenme saatleri, uyku saatleri, hijyen ve elektronik cihazların kullanımı şeklinde kategorileştiği görülmüştür. Rutinlerde meydana gelen değişimler sonucunda çocuklarda öfke, isyan, mutsuzluk, korku gibi duygusal problemlerin yanında saldırganlık, aşırı hareketlilik ve inatçılık gibi davranışların da ortaya çıktığı sonucuna varılmıştır. Pandemi sürecinde eğitim öğretime ara verilmesiyle çocuklarda okula, öğretmene ve arkadaşlara duyulan özlemin arttığı görülmüştür. Aynı zamanda bu değişimler sonucunda ebeveynlerde endişe, üzüntü, agresiflik gibi durumlar ortaya çıkmıştır. 


2021 ◽  
Vol 35 (2) ◽  
pp. 774-792
Author(s):  
Selçuk Doğan ◽  
Nihal Yurtseven

COVID-19 salgını her sektör ve iş alanında olduğu gibi, eğitim sektöründe de önemli etkiler bırakmıştır. Salgının ilk başladığı tarihin üzerinden uzunca bir zaman geçmiş olmasına rağmen, Türkiye’de öğretmenlere uygun yüz yüze ve çevrim içi bileşenlerin olduğu mesleki gelişim programlarının azlığı dikkat çekmekte ve var olanların da beklentileri ve ihtiyaçları karşılayacak düzeyde olmadığı görülmektedir. Mevcut araştırma, var olan boşluklara ve ihtiyaçlara yönelik bir öneride bulunma, bu alanda bakış açısı geliştirmeye katkıda bulunma ve yüz yüze ile çevrim içi bileşenlerin birbirini desteklediği bir mesleki gelişim programı sunma amacı taşımaktadır. Bu program hem fiziksel olarak yüz yüze hem eş zamanlı (senkron) hem de eş zamanlı olmayan (asenkron) etkinlikleri içinde barındırabilen, kaliteli ve etkili mesleki gelişim programlarının kuramsal temellerini içeren karma bir yapıdadır. Araştırma, salgın sürecinde ve sonrasında öğretmenlerin mesleki gelişim sürecinin nasıl şekillendirildiğinin ve bu programdan öğretmenlerin mesleki gelişimleri için gelecekte nasıl yararlanılabileceğinin betimlenmesi açısından önem arz etmektedir. Araştırmada, salgın süreci boyunca bu programın kullanılmasıyla ilgili detaylar ve örnekler verilmiş, programın uzaktan eğitim araç ve gereçleri kullanılarak nasıl uyarlanılacağına değinilmiştir.


2021 ◽  
Vol 35 (2) ◽  
pp. 501-519
Author(s):  
Muzaffer Şimşek

Bu araştırmada, Afyonkarahisar ili ilköğretim okullarının 1930-1940 ve 2000-2010 yıllarına ait teftiş raporlarına göre Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş yılları ile 2000- 2010 yılları arasında okul denetimlerine yansıyan bulguların karşılaştırılarak her iki dönem arasındaki öğrenci sorunlarında benzerlik ve farklılıkların saptanması amacıyla yapılmıştır. Araştırma ilköğretim müfettişlerinin rehberlik ve teftiş sonrası yazdıkları raporlara dayanmaktadır. Bu teftiş raporları, ilköğretimin sorunlarını ve dönemlerdeki öğrenci durumlarını belirlemeye yöneliktir. Araştırma, bir durum çalışması olarak tasarlanmıştır. Veriler, altı okuldan elde edilen teftiş raporlarının doküman analizine tabi tutulması ile elde edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, 2000-2010 döneminde sistemin, ders programları ve belirlenen eğitim hedefleri açısından öğrencilerden yaşları üzerinde beklentisinin olduğu görülmektedir. İlköğretim çağındaki çocuklara yönelik olarak 1930-1940 döneminde özen gösterilen vatandaşlık bilgisi yerine 2000-2010 yılları arasında daha fazla akademik bilgi yüklendiği sezilmektedir. Öte yandan, disiplin olaylarında yıllar ilerledikçe öğrencilere yönelik olarak daha ağır cezaların mevzuatta yer aldığı sonucuna ulaşılmıştır.


2021 ◽  
Vol 35 (2) ◽  
pp. 621-639
Author(s):  
Hurşide Kübra Özkan Kunduracı ◽  
Ayşe Belgin Aksoy
Keyword(s):  

Bu araştırmanın amacını, Sanders ve Woolley (2005) tarafından geliştirilen Ebeveynlik Görevleri Kontrol Listesi’nin Türk kültürüne uyarlanması oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma grubuna, 24-48 aylık çocuğa olan 214 anne oluşturmuştur. Uyarlama çalışmasına ölçeğin kaynak dilden hedef dile çevrilmesiyle başlamış olup, uzman görüşü alma, dilsel eşdeğerlik ve ön pilot çalışmalarıyla esas uygulama öncesi ölçeğin Türkçe formuna son hali verilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliğini belirlemek amacıyla yapılan doğrulayıcı faktör analizi sonuçları Türkçeye uyarlanmış ölçeğin iki alt boyuttan oluştuğunu göstermiştir. Çalışmada, faktör yük değerlerinin yanı sıra model-veri uyumuna işaret eden bir takım uyum indekslerinden de faydalanılmıştır. Ölçeğin iki alt boyutunun her biri için Cronbach Alpha katsayısı hesaplanmıştır. Araştırma sonucunda, Ebeveynlik Görevleri Kontrol Listesi’nin iki alt boyut ve 28 madde olarak Türk kültürüne uyarlandığı belirlenmiştir. Ölçeğin 24-48 ay arasındaki çocukların annelerin öz yeterliklerini ölçmede geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.


2021 ◽  
Vol 35 (2) ◽  
pp. 367-381
Author(s):  
Nesip Demirbilek

Araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin kayırmacılık kavramını nasıl kavramsallaştırdıklarını ve algıladıklarını metaforlar aracılığı ile belirlemektir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji yaklaşımı benimsenmiş, katılımcıların seçilmesinde ise kolay örnekleme tekniği kullanılmıştır. Araştırmada 2020-2021 eğitim-öğretim yılında Muş Alparslan Üniversitesinde öğrenim gören toplam 159 öğrenci yer almıştır. Üniversite öğrencilerine metafor cümlesi online olarak gönderilmiştir. Verilerin analizinde “içerik analizi” tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre üniversite öğrencilerinin ürettiği metaforlar ile oluşturulan kategorilerin toplam sekiz kategori başlığı altında yer aldığı görülmüştür. Sonuç olarak Muş Alparslan Üniversitesi öğrencilerinin ifadelerinden hareketle kayırmacılığın, büyük zararları olan, sosyal bir davranış bozukluğu olduğu ve toplumun çoğunu olumsuz etkilediği sonucuna varılmıştır.


2021 ◽  
Vol 35 (2) ◽  
pp. 311-332
Author(s):  
Sinan Kalkan ◽  
Salih Rakap

Sosyal-duygusal gelişimin çocukların genel gelişimleri ve ileriki yaşamları üzerinde etkilerini ortaya koyan araştırma bulguları, bilim insanlarını okul öncesi dönemdeki çocukların sosyal-duygusal gelişimini desteklemeye yönelik önleyici ve iyileştirici müdahale programları geliştirmeye yöneltmiştir. Bu çalışma, okul öncesi yaş grubundaki çocukların sosyal-duygusal gelişimlerini desteklemek amacıyla Piramit Modeli temel alınarak geliştirilen mesleki gelişim programlarının etkililiğinin incelendiği deneysel araştırmalar ile öğretmenlerin bu model kapsamında yer alan stratejileri kullanma düzeylerini inceleyen betimsel çalışmaları gözden geçirmeyi ve ayrıntılı bibliyografisini oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda alanyazındaki ilgili araştırmaların belirlenmesi için kapsamlı ve sistematik bir kaynak taraması gerçekleştirilmiş ve dâhil etme ölçütlerini karşılayan 10 araştırmaya ulaşılmıştır. Araştırmalar, geliştirilen kodlama formları kullanılarak belirlenen değişkenler ışığında özetlenmiştir. Bu çalışmanın bulguları öğretmenler için geliştirilen, bilimsel dayanaklı olan ya da etkililiği araştırmalar tarafından kanıtlanmış yöntem ve stratejilerin öğretilmesini amaçlayan mesleki gelişim programlarının etkili olabilmesinin, bu programların planlanmasında ve sunulmasında etkili yaklaşımların tercih edilmesiyle yakından ilişkili olduğunu göstermektedir.


2021 ◽  
Vol 35 (2) ◽  
pp. 580-593
Author(s):  
Bahar Gümrükçü Bilgici ◽  
Naim Ünver

Çalışmada okul öncesi öğretmen adaylarının eğitimde teknoloji kullanımı ile ilgili kaygılarını incelemek amaçlanmıştır. Çalışmaya 67 farklı üniversitede öğrenim gören veya mezun olan 510’u kadın, 39’u erkek olmak üzere toplam 549 okul öncesi öğretmen adayı katılmıştır. Veri toplama araçları olarak Genel Bilgi Formu ve Eğitim Teknolojileri Kullanımı Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre okul öncesi öğretmen adaylarının eğitim teknolojisi kullanım kaygıları cinsiyet ve öğrenim gördüğü üniversite türüne göre farklılık göstermemektedir. Mezun okul öncesi öğretmen adaylarının teknoloji yönetimi merkezli kaygıları, birinci sınıfta öğrenim gören adaylara göre daha yüksektir. Yine mezun okul öncesi öğretmen adaylarının teknik merkezli kaygıları ise birinci ve ikinci sınıfta öğrenim gören adaylara göre daha yüksektir. Kişisel bilgisayar sahibi olan okul öncesi öğretmen adaylarının teknoloji yönetimi merkezli ve teknik merkezli kaygıları, bilgisayar sahibi olmayan adaylara göre daha fazladır. Son olarak okul öncesi öğretmen adaylarının yaşı ilerledikçe teknik merkezli, teknoloji yönetimi merkezli ve teknoloji-entegrasyonu merkezli kaygıları da artmaktadır. Araştırma sonuçlarını göz önünde bulundurarak, okul öncesi öğretmen adaylarının eğitimde teknoloji kullanımına yönelik kaygılarını azaltabilmek için teknik donanım ve teknoloji bilgilerinin artırılması önerilmektedir.


2021 ◽  
Vol 35 (2) ◽  
pp. 758-773
Author(s):  
Zeynep Fulya Temel ◽  
Aslı Temiz Çağlar

Bu çalışmada Finlandiya’da geliştirilmiş olan oyunun gücünü ve yetişkin çocuk ortaklığını savunan Anlatı Oyun Pedagojisi (Narrative Play Pedagogy) tanıtılmıştır. Çalışma kapsamında yaklaşımın teorik ve felsefi temellerine, eğitim ortamına, yetişkin rollerine, günlük eğitim akışına, planlama, uygulama ve değerlendirme sürecine ilişkin bir kavramsal çerçeve çizilmeye çalışılmıştır. Anlatı Oyun Pedagojisi, Hakkarainen ve Bredikyte tarafından 1990’lı yılların sonunda geliştirilmiştir. Teorik ve felsefi temelleri büyük oranda Kültürel Tarihsel Kurama ve Profesör Vasili Davydov ve ekibinin ileri sürdüğü görüşlere dayanmaktadır. Bu yaklaşımda çocuk oyunlarını geliştirme, genişletme ve oyun ile öğrenme hedefleri arasındaki geçişi kolaylaştırma amaçlanmıştır. Uygulamalar, çocuğu oyuna davet eden okul içi ve okul dışı çeşitli öğrenme ortamlarında yürütülür. Çocuklar anlatı oyun dünyalarında farklı yaşlardaki akran grupları ve yetişkin oyun ortakları ile hayali roller üstlenerek maceralar yaşarlar. Anlatı Oyun Pedagojisi, Türkiye’de okul öncesi eğitim kurumlarında oyun kültürünü geliştirmek için ilham verici bir örnek olarak uzmanlara ve uygulayıcılara yol gösterici olabilir.


Sign in / Sign up

Export Citation Format

Share Document